YARBAY HÜSEYİN AVNİ BEY KİMDİR : Bugün Makedonya Cumhuriyetinin
sınırları içinde olan Manastır (Bitola) şehrinde doğmuştur. Adını tarihe
Dünyanın En Kahraman Alayı olarak yazdıran Çanakkale muharebelerindeki 57'nci
Alayın ilk komutanıdır. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Parlamento Üyesi (E.Org.)
Tekin Arıburun’un babasıdır.
57'nci Alay, düşmanın ilk çıktığı gün olan
25 Nisan 1915’te Yarbay Mustafa Kemal’in emriyle Conkbayırı Mevkii’ne gelerek
düşmanın ilerlemesini büyük kahramanlıklar göstererek durdurmuş, adeta savaşın
kaderini değiştirmiş biralaydır.
57'nci Alay Sancağı’na; Altın-Gümüş
Kılıçlı İmtiyaz, Liyakat Madalyaları, Kılıçlı Mecidiye ve Osmaniye Nişanları ile
Türk Harp ve Demir Salüp Müttefik Nişanları
takılmıştır. Bu şanlı alayın
komutanı olan Yarbay Hüseyin Avni Bey, 13 Ağustos 1915 tarihinde, şu anda
mezarın bulunduğu vadi içerisinde bulunan karargahına isabet eden top mermisi
sonucu şehit düşmüştür. Şehit düştüğü gün, Kurban
Bayramı’nın 1. günüdür.
Hüseyin Avni Bey şehit olunca karargahın yakınına gömülmüş, daha sonraki
yıllarda mezarı şu anda bulunan yere taşınmıştır
YAHYA ÇAVUŞ19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal 24 Nisan 1915 günü bütün birliklerle
karaya ayak basacak her işgalci düşman askerlerinin yok edilmesi emrini verdi.
25 Nisan 1915 sabahı düşman savaş gemileri Ertuğrul Koyu'na tonlarca bomba
yağdırdı. 26. Alay'ın 3. Taburu bu bölgeyi koruyordu. Tabur Komutanı Mahmut Bey
ile Asteğmen Hüseyin Bey'in şehadeti üzerine komuta Ezineli Yahya Çavuş'un eline
geçti. Yahya Çavuş Galiçya ve Balkan Savaşı'na katılmış 28 yaşında cesur bir
asker sağ kalan 67 arkadaşı ile siperlerde mevzilenmiştir. Albien ve River
gemilerinden şafakla beraber karaya çıkmaya başlayan 3000 düşman askerini
Ertuğrul Koyu'nun sularına gömmüş, deniz kızıla boyanmıştır. 48 saat düşmanın
binlerce top mermisi ve askerine karşı kıyı ve siperleri korumuştur. Düşman bir
tümen bildiği Türk Birliği'ni Yahya Çavuş'u siperlerinde 62 kahraman ve şehidin
cesedi ile karşılaşınca hayretler içinde kalmıştır.
Yahya Çavuş kopan diğer
bacağını, tüfeğinin kayışı ile bağlamış olarak diğer beş arkadaşı ile birlikte
Alçı Tepesi eteklerinde 27 Nisan günü şehadet mertebesine ermiştir. Yüce
kahramanları minnetle anıyoruz.
SEYİT ONBAŞI
- seyit onbaşı, 1889 yılının
eylül ayında havran ilçesi çamlık (manastır) köyünde dünyaya geldi. babasının
adı abdurrahman, annesinin ki emine idi.
seyit, 1909 yılının nisan ayı
başlarında askere alındı. 1912'de balkan savaşları'na katıldı. savaş bitiğinde
terhis edilmedi ve topçu eri olarak çanakkale cephesi'nde görev aldı. çanakkale
savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını türk tarihine yazdırdı.
18 mart
deniz savaşı sırasında, rumeli mecidiye tabyası'nda ayakta kalabilen tek top
vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. seyit onbaşı büyük bir güçle 215
okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile
ocean gemisi büyük bir yara almıştı.
seyit onbaşı 1918 sonbaharında köyüne
döndü. sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti.
1934 tarihinde
yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında
akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.
MAREŞEL CEVAT PAŞANIN RÜYASI VE ÇANAKKALE İtilaf devletlerinin Çanakkale ve İstanbul boğazlarını açmak için teşkil
ettikleri İngiliz ve Fransız filolarından müteşekkil büyük armada, 17 Mart
akşamı Karanlık Umanı çevresinde son bir defa daha yaptırdığı mayın taraması ile
emniyet hissi ve ertesi gün kazanmayı düşündükleri zaferin tatlı hayalleriyle
uykuya dalarlar. Oysa uyumayan birileri vardır. Saat gecenin bir buçuğunu
gösterdiği zamanda 360 tonluk eski bir tekne olan Nusret Mayın Gemisi bütün
ışıklarını karartmış, ağır ağır, Rumeli kıyısını çok yakından takip ederek
sessizce Boğaz’dan aşağıya doğru inmektedir. Gemi kumandanı Yüzbaşı Hakkı Bey,
aldığı emir gereği çok rizikolu bir işe girişmiştir. Sisli ve yağmurlu havanın
görüş alanını çok azaltmasından faydalanan Hakkı Bey, duman çıkarmaması için
makinelerinin dakika devrini l40’da tutmak şartıyla her 15 saniyede bir mayın
olmak üzere poyraz lodos yönünden 26 adet Türk yapımı mayını bu bölgeye
döktürür.
BÖYLE BİR PLAN NEREDEN ÇIKMIŞTIR? Müstahkem Mevki
Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa bir gece çok enteresan bir rüya görür. Rüyasında
kulağında yankılanan ses şöyle demektedir: “... Deniz üzerine bak! Denize doğru
nazar eden Cevat Paşa dalgalar arasında çiçeklerle bezenmiş pırıl pırıl “Kef” ve
“Vav” harflerini görür. Heyecanla uyanan Cevat Paşa, rüyaya bir anlam veremez.
O sırada Seddülbahir, Ertuğrul, Kumkale, Orhaniye istihkam ve bataryaları
düşmanın çok üstün sayıda ve taretler içinde korunmuş çabuk ateşli ve büyük
çaplı gemilerin acımasız saldırısı karşısında çoktan susmuş, moloz ve toprak
yığını haline geldiğinden savaş dışı kalmıştır.
Tenger, Soğanlıdere ve
Baykuş bataryalarını takviye ettirmek için teftişe çıkan Cevat Paşa,
Kilitbahir’den istimbota binerken yedi yıl önce veremden ölen kızı Bedile
Hanım’ı hatırlar. Kabri büyük veli Ahmed Cahidi Sultan’ın türbesinin
haziresindedir. Az sonra onun mezarı başına geldiğinde rüyasındaki sesi burada
da duyar; şöyle demektedir lahuti ses: “... Cevat, depolardaki 26 mayını denize
döşe”. Cevat Paşa, korku ve şaşkınlık içinde bocalarken karşısında yüzüne
bakılmayacak kadar güzel, nurânî bir siluet belirir. Adam, Cevat Paşa’nın
kolundan tutup sorar:
- Bir derdin mi var?
Cevat Paşa, gördüğü rüyayı ve
az önce duyduğu sesi bir solukta anlatır. Nur yüzlü adam (Ahmed Cahidi Sultan)
cevap verir:
- Nur, zafer işaretidir. Ebced hesabında “Kef” harfi 20, “Vav”
da 6 rakamını bildirir ve 26 yapar...
Bunları söyledikten sonra aniden
kaybolur. Cevat Paşa, hemen Mayın Grubu Kumandanı Nazmi Bey’i çağırıp sorar:
- Depolarımızda kaç mayınımız var? Nazmi Bey’in cevabı çok şaşırtıcıdır:
- Elimizde bir Türk usta tarafından yapılan 26 mayın var. Alman teknisyenler
bunları döşememizi istemediler. Şu anda Boğaz’daki mayın sayısı 377’dir ve hepsi
Alman yapımıdır.
NAZMİ VE HAKKI BEY’LE BULUŞMA Cevat Paşa, daha
sonra Nusret Mayın Gemisi Komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey ile Yüzbaşı Hafız Nazmi
Bey’i makamına çağırır ve mayınları nereye dökecekleri konusunda plan yaparlar.
Ve plan gereği bu sırlı 26 mayın Kumbağı Burnu ile Soğanlıdere arasına iki sıra
halinde Boğaz’a paralel olarak tekbir ve dualarla dökülür.
Ertesi gün 18
Mart 1915 sabahı İngilizlerin en büyük zırhlılarından Irresistible ve Ocean
zırhlıları, Nusret’in sabaha karşı döktükleri mayınlara çarparak herkesin şaşkın
bakışları arasında Boğaz’ın dibini boylarlar.